Geçen gün Malcom Gladwell’in “Outliers” kitabını karıştırıyordum. Malcom, bizleri kitabın başlığı ve ana tartışma konusu olan“outlier” kavramı ile tanıştırmak için güzel bir giriş yazmış; girişte Amerika’da yer alan küçük bir kasabadan ve bu kasabada yaşanan sağlık bilmecesinden bahsediyor. Roseta Pennsylvania, Northhampton’da, İtalya kökenli göçmenlerin kurduğu, 1600 nüfuslu küçücük bir kasaba. Fakat kasaba nüfusunun gösterdiği ve Amerikan normları ile çelişen istatistikler bu kasabayı oldukça önemli bir tartışmanın ortasına yerleştiriyor. Gladwell’in anlatımıyla:
Roseto’da, neredeyse 55 yaşının altındaki hiç kimse kalp krizinden hayatını kaybetmemişti veya kalp rahatsızlığı yaşadığına dair herhangi bir işaret görülmemişti. Roseto’da 65 yaşın üstündeki erkeklerde kalp krizi geçirme oranı, Amerika’nın yarısından daha azdı. Bilinen ölüm nedenlerinin hepsi, Roseto’da %30-%35 daha düşük oranlardaydı.
Aslında kasabada Amerikan normları ile çelişen tek şey sağlık istatistikleri değil, aynı zamanda diğer sosyal göstergeler de Roseto’yu normların dışına, Malcom’un deyişiyle ile “outlier” statüsüne koyuyor. Yine Gladwell’den aktarırsak:
[Kasabada] intihar, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı bilinmemekte, suç oranı ise yok denecek kadar azdı. Sosyal yardıma muhtaç hiç kimse de bulunmamaktaydı. [Rosetolularda] mide ülseri de hiç görülmemekteydi. Kısacası, bu insanlar gerçekten sadece yaşlılıktan ölmekteydi.
Bu tespitten sonra Roseto’da yürütülen çalışmalar, kasabadaki bu mucizevî sonuçların, ne kasabalıların tercih ettiği yiyecek alışkanlıkları, ne yaptıkları fiziksel egzersizler, ne de kasabanın konumunun sağladığı iklim ve jeolojik koşulların sonucu olduğunu göstermiştir. Hatta sonuçlardan şüphelenen uzmanlar, Rosetoluların halen İtalya’daki yakınlarını ve Amerika’nın başka bölgelerinde yaşayan Rosetoluları da kapsayan genetik araştırmalar gerçekleştirmiş; genetik faktöründe etkisiz bir kıstas olduğunu tespit etmiştir.
Bu muammayı çözümlemek üzere, Bruh ve Wolf’un kasabada yaptığı incelemeler, kasabanın yerinin ya da kasabalıların genetik kodlarının değil, kasabada kurulan sosyal yaşamın esas mucize kaynağı olduğunu göstermiştir. Kasabalılar modern dünyanın getirdiği stresten uzak, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmektedir. Rekabetin olmadığı, ahenk kelimesinin gündelik hayatı özetlediği Roseto, biz metropol insanların muzdarip olduğu şehir hayatının getirdiği stresten uzak bir yaşam kültürü oluşturmakta. Yaşlılar sosyal hayatın içinden çıkarılmamakta, saygıyla kabul edilmekte ve gündelik hayatın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Kasabanın aktif kilise cemaati, yardımlaşma grupları oluşturarak kimsenin toplum dışına itilmemesini sağlamakta, hem güçlü bir grup bilinci hem de sosyal eşitlik kültürü yaratmaktadır. Kısaca özetlersek, Rosetoluların Amerika genelinden daha sağlıklı olmasının asıl nedeni bu küçük kasabadaki topluluğun kendi içinde toplumsal barış ve huzuru yakalamış olmasıdır.
Gladwell’in kitabının basılması ile birlikte kasaba hatırı sayılır bir üne kavuştu ve günümüzde bu huzurlu ortamın nimetlerinden faydalanabilmek için bölgeden ev satın almaya çalışanlar, burada iki-üç günlük kaçamak tatiller yapabilmek için otel arayanlar, bölge için yepyeni bir geçim kaynağı yarattı. Tabi yeni nüfusun bu kapalı toplumsal yapının nimetlerinden ne kadar faydalanabileceği ya da kısa süreli ziyaretlerin, nüfusu ne kadar etkileyeceği bir tartışma konusu. Ancak, Roseto örneğinin hepimize öğrettiği önemli bir şey var, o da kültürün en zor fark edilen değişkenlerden biri olmasına rağmen, insan yaşamını derinden etkileyecek bir güce sahip olmasıdır. Bu yüzden, evet istatistikler önemli, evet ortalamalara bakmalıyız, evet rakamsal analizlere ihtiyacımız var. Ancak, kolay ölçümlenemeyen kültür, asla ihmal edilmemesi gereken ve insan yaşamını şekillendiren ve yönlendiren en önemli bir etmendir.
Mehmet Demiray
Etiketler:kültür, Malcom Gladwell, Outliers, Roseto